19. PRATİSYEN HEKİMLİK KONGRESİ SONUÇ
BİLDİRGESİ
19. Pratisyen Hekimlik Kongremizi 16 – 18 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul Yıldız Teknik
Üniversitesi Oditoryumunda gerçekleştirdik.
“İYİ HEKİMLİĞİ, SAĞLIK
HAKKINI, BARIŞI, DAYANIŞMAYI ve YAŞAMI SAVUNACAĞIZ” ana teması ile gerçekleştirdiğimiz kongremizde ülkemizin
birçok ilinden, mesleğine sahip çıkan pratisyen hekimlerle birlikte iki kurs ve 22 oturum yer aldı. Düzenlenen
forumda özellikle Aile Hekimliğinde yaşanan güncel sorunları ve çözüm önerilerini tartıştık. Anemiler, saç
dökülmeleri, viral hastalık tehdidi, diyabetik hasta takibi gibi çok sayıda klinik konu yanında, “savaş göçler
ve sağlık”, “iyi hekimlik ortamı ve dayanışma” ve “birinci basamakta verilen sağlık raporları” gibi çok farklı
konu başlıklarını tartışma imkanı bulduk.
Kongrelerimizin bizi bir
araya getirme özelliği yanında sürekli mesleki gelişimimiz açısından önemli bir yer tutmaktadır. Yurdun dört bir
yanında çalışan pratisyen hekimlerin önemli sorunlar yaşadığı bu dönemde daha önceki kongrelerde davetlerimizi
reddeden Sağlık Bakanlığının mesleki eğitim ve güvenli bağışıklama oturumlarına katılma davetimizi kabul
etmesini önemli buluyoruz.
Sağlıkta dönüşüm
programının tamamlanması ile birlikte piyasaya ve piyasa kurallarına teslim edilen sağlık hizmetlerinde koruyucu
hizmetlerin ve hizmet kapasitesinin ortadan kalktığı, sağlık ortamına hakim olan piyasa dilinin ve kurallarının
hekimlik değerlerinin önüne geçtiği ifade edildi. Sağlıkta reform sürecinin laboratuvarı dünya bankası olan
biyolojik silah, uygulama sürecinin ise biyolojik savaş olduğuna dikkat çekildi.
Sağlık hizmetlerinde
vazgeçilmez olan ekip çalışması ve dayanışmanın rekabet ve performans baskısı altındaki bireysel çalışma
nedeniyle hem sağlık çalışanları arasında hem de sağlık çalışanları ile vatandaşlar arasındaki güvensizliği ve
çatışmayı artırdığı vurgulandı. Aile hekimliği hizmet sunum ve örgütlenme biçiminin birinci basamak sağlık
hizmetlerinin temel özelliklerini taşımadığı ve önemli ölçüde hekimlerin sorumluluk ve hekimlik anlayışlarına
bağlı olarak hizmetin farklılaşmasına (nitelik ve nicelik olarak) neden olduğu
belirtildi.
Birinci basamakta da düşük
ücret, güvencesiz çalışma, parça başı iş ve takate dayalı ücretlendirme modelleri çalışanlara dayatılmaktadır.
Aile hekimliği sistemi, her geçen gün büyüyen sorunlar yumağına dönüşmektedir. Sağlık Bakanlığı, aile sağlığı
merkezlerinde çalışan hekimleri bakanlığın günübirlik politik gereksinimlerine göre kullanmak istemektedir. Bu
tutum kabul edilemez. Birinci basamak sağlık çalışanları, Cumartesi
günleri fazla çalışmaya zorlayan yasal düzenlemelerin ve iş güvencesini ortadan kaldıran, çalışma koşullarını
ağırlaştıran, tahammülsüz kılan ödeme ve sözleşme yönetmeliğinin tamamen geri çekilmesini talebiyle 20-21-22
Mayıs günleri iş üretmeme tutumu kongre katılımlarınca desteklenmektedir.
Birinci Basamakta
çalışacak hekimlerin mesleki eğitimleri ve geçiş dönemi eğitimleri alana özgün olmalı, saha deneyimlerini göz
ardı etmemeli, alan tecrübesi olan yetkin eğiticilerle sağlanmalıdır. Tüm ülkede uygulanabilirliği mümkün
olmayan, eğiticilerinin kriterleri sürdürdüğü birinci basamak hizmetini aksatan, birlikte çalıştığı diğer
meslektaşlarına aşırı iş yükü getiren ve hastaların sağlık hizmetine ulaşımını engelleyen Sözleşmeli Aile
Hekimlerine Verilen Aile Hekimliği Uzmanlığı - SAHU’dan derhal
vazgeçilmelidir.
Mesleki eğitimler asli
olarak meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri ve akademik kurumların sorumluluğunda olmalıdır. Bu süreçte Türk Tabipleri Birliği Genel Pratisyenlik Enstitüsü’nün Geçiş
Dönemi Mesleki Eğitimi ilkeleri ve deneyimi göz önüne alınmalıdır.
Kongremizde güvenli
bağışıklama ve aşı verilerinin toplanması konusunda, aşı lojistiğinin sağlanmasındaki aksaklıklara ve güveni
zedeleyen soğuk zincir uygulamalarına dikkat çekildi. Performans uygulaması, ceza puanı verilmesi gibi baskıcı
uygulamalar başarıyı arttırmanın aksine sağlık çalışanını hataya zorlamaktadır.
Bağışıklama hizmetlerinde
aksamalar ve toplumun bu hizmetlerden gerektiği gibi faydalanamamasına yol açan yönetim ve planlama sorunları
biran önce düzeltilmelidir. Aşı başarısı sadece sağlık hizmetine başvuran kişiler üzerinden değerlendirilemez.
Bağışıklama verilerinin bu şekilde hesaplanarak sistem dışında kalan çok sayıda kişinin göz ardı edilmesi ciddi
risklere neden olacaktır.
Kongremizde Bursa’da
binlerce işçinin hak arama mücadelesi sürecinde ve Soma’nın birinci yıl dönümünde “iş cinayetleri” konusunu
konuştuk. Öngörülebilen ve önlenebilir riskler yüzünden yaşanan olaylar iş kazası ya da “fıtrat” olarak tarif
edilemez. İşçi sağlığı ve güvenliği sorunlarının piyasalaştıran politikalarla çözümlemeyeceği, iş güvenliğiyle ve yasalarıyla çelişen işçileri köleleştiren taşeron
uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Dünyada savaştan sonra en çok ölümün yaşandığı iş
kazalarını önlemek ve iş güvenliğini sağlamak kamusal bir görevdir.
Türkiye’deki LGBTİ’lerin
gündelik yaşamlarında maruz kaldıkları insan hakları ihlalleri, toplumsal dışlanma, damgalanma, cinsel sağlık ve
üreme sağlığı konularında karşılaştıkları sorunlar biz hekimler için göz ardı edilemez. Tüm meslektaşlarımızın
ve sağlık çalışanlarının hiçbir insanı ötekileştirmeyen tutum içinde mesleğini yerine getirmelidir.
İnsan, çevresi ile bir
bütündür. Temiz çevre, temiz içme ve kullanma suyu sağlığın korunması için temel şartlardan biridir. Her geçen
gün arttığı söylenen enerji ihtiyacı yatırımları, önü kesilemeyen tüketim mekanizmasının sürdürülebilirliği için
dayatılmaktadır. Her türlü enerji üretim mekanizması doğada ekolojik dengeyi bozmakta ve geriye dönüşümü olmayan
ciddi zararlar vermektedir. Yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına yönelmeli ve doğayı tahrip eden
uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Yine insan yaşamının en önemli gereksinimi olan suyun ticarileştirilmesi
ile güvenli suya ulaşımı engelleyen politikalar derhal durdurulmalıdır. Bizler su kaynaklarımızın korunması ve
eşit, adil ve ücretsiz kullandırılması konusunda takipçi ve ısrarcı olacağız.
İnsan eliyle bozulan eko
sistem, enfeksiyon kaynaklarının seyrini de olumsuz etkilemektedir. Viral hastalıklar özellikle sosyoekonomik
yönden geri kalmış bölge insanları için sorun olmakta ve tüm dünya sağlığını olumsuz etkileyebilmektedir.
Bağışıklama gibi koruyucu çalışmalarda öncelik ekonomik getirisine bakmaksızın insanlık yararına oluşturulmalı
yoksul ülke insanları da faydalandırılabilmelidir.
Güvenli annelik ile bebek
ve çocuk sağlığı konusu sadece kayda geçmiş kişiler üzerinden yapılan değerlendirmeler ile sorun yokmuş gibi
sunulmaktadır. Hasta listeleri üzerinden hizmet verilmesi nedeni ile sistem dışında olan, saha çalışmalarının
yürütülememesi nedeniyle tespit edilemeyen riskli bir grubun varlığına kongremizde dikkat çektik. Bu grubun ve
dezavantajlı grupların göz ardı edilmesinin olumsuz etkilerini bilimsel verilerle ortaya koyduk. 1 tek anne ve
bebeğin kaybedilmemesi için sistemin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
İnsan hayatı için mücadele
etmek hekimlik onurudur. Savaş doğa ve insan kırımına yol açan çok önemli halk sağlığı sorunudur. İnsan eliyle
oluşturulan ve önlenebilir olan bu sorunun tüm Dünya’da durdurulabilmesi mümkündür. Özellikle Suriye iç savaşına
bağlı yaşanan insan göçü ülkemizin her şehrinde farklı sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir.
Savaşların ortaya çıkmasını engellemek için her türlü demokratik hakkımızı kullanarak mücadele etmenin önemini
bir kez daha vurguluyoruz.
Yardımımıza ihtiyaç duyan
vatandaşların, yaralıların imdadına; diline, dinine, mezhebine, kim olduğuna bakmaksızın koşacak, bize yardım
talebiyle uzanan elleri sorgusuzca tutmaya devam edeceğiz. Aksine çıkarılan kanunlara, yönetmeliklere karşın
hekimlik mesleğinin evrensel ilkeleri ve hekimlik yeminimizin gereğine göre hareket etmeyi
sürdüreceğiz.
PRATİSYEN HEKİMLER
OLARAK
ÖRGÜTÜMÜZE,
EMEĞİMİZE, MESLEĞİMİZE, GELECEĞİMİZE VE EĞİTİM HAKKIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ.
Savaşın, işçi cinayetlerinin, şiddetin yol açtığı tüm ölümlere karşı yaşamı
SAVUNACAĞIZ.
Çatışma ve savaşa
karşı kardeşliği ve barışı SAVUNACAĞIZ.
Sağlıkta
belirginleşen hizmete ulaşamama gerçeğine karŞı sağlık hizmetine evrensel ulaşım hakkını, iyi hekimliği
SAVUNACAĞIZ.
Birinci basamakta
rekabet anlayışına, güvencesiz çalışmaya, artan baskılara ve nöbet vb. dayatmalarına karşı ekip çalışmasını ve
dayanışmayı SAVUNACAĞIZ.
Birinci basamakta
çalışan, bilimden, emekten, dayanışmadan, barıştan ve yaşamdan yana tüm hekimleri sorunlarımızın çözümü için hep
birlikte mücadeleye bekliyoruz.
SAYGILARIMIZLA,
Pratisyen Hekimlik
Derneği
TTB Genel Pratisyenlik
Enstitüsü
TTB Pratisyen Hekimler
Kolu
|