Pratisyen Hekimlik Derneği Dayanışması.

 

 

PHD ÇALIŞTAY RAPORU

MESLEKİ EĞİTİM / GEÇİŞ DÖNEMİ EĞİTİMİ (2012)

 

Raportör: Dr. Rıdvan YILMAZ 

  

 

Pratisyen Hekimlik Derneği olarak daha sağlıklı bir Türkiye için nitelikli bir sağlık hizmeti sunulmasını istiyoruz. Sağlıklı bir toplum hedefine ancak nitelikli birinci basamak hizmetiyle ulaşılabilir. Bu nedenle birinci basamağın ülkemizde hak ettiği yeri alabilmesi için biran önce değersizleştiren politikalardan vazgeçilmelidir. En önemli adım bu alanda çalışan hekimlerin birinci basamağa özgün çağdaş mesleki eğitimlerinin ve sürekli mesleki gelişimlerinin önünün açılması olacaktır. 

  

Bir sağlık hizmetinin temel başarısı sağlık personelinin nicelik, nitelik, motivasyonu ve yürüteceği hizmete ilişkin mesleki yetkinliği ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle hasta, hastalık, tedavi eksenli temel tıp eğitimi ile yetişmiş olan hekimlerimizce birinci basamakta istenilen etkili hizmet sunulamayacaktır. 

  

Ülkemizde birinci basamak tanımının yapıldığı ve hizmet yeri olarak Sağlık Ocaklarının tanımlandığı 1963 yılından bugüne mesleki eğitim konusu eksik kalmıştır. 1983 yılında tababet uzmanlık tüzüğünde Aile Hekimliği Uzmanlığı eklenmiş ve sadece 3. Basamakta klinik rotasyonlar şeklinde devam ettirilmiştir. 

  

2010 yılı sonu itibari ile tüm Türkiye’de geçişi yapılan Aile Hekimliği Uygulaması sonrası yapılan yasal düzenlemelerle birinci basamak sağlık hizmeti sunumu birey ve toplum hizmeti olarak ayrılmış, ekip hizmeti bölünmüştür. Siyasi iktidar eğitim işini tek başına üstlenmek ve yönetmek gayretindedir. Halen birinci basamak disipliner eğitiminin nasıl yapılacağı konusunda bir mutabakat olmadığı gibi ciddi bir uygulama da görünmemektedir.  

Bugün karşı karşıya kaldığımız mevcut durumda; 

·     1983 yılından bugüne yeterli sayıda uzman yetişememiştir. Bu süreç çok sayıda üniversitede Aile Hekimliği kürsülerinin kurulmasına rağmen çok zordur. Üstelik eğitim şekli ve yeri birinci basamak uzmanlık eğitimine uygun değildir. 

·     Var olan pratisyen hekimler için mesleki eğitim yapılmamıştır. Öngörülen uzaktan eğitim yöntemleri mesleki eğitime uygun değildir. 

·     Var olan pratisyen hekimlerin üniversite programları çerçevesinde mesleki eğitim sürecine tabi tutulması çok zaman alacaktır. 

·     Aynı görevi yapan çok farklı nitelikte hekimin olması( pratisyen, ahu, uzman vb.) eşit hizmet sunumunu zorlaştırmaktadır. 

·     Mesleki eğitim sürecinde hizmetin aksamaması gereklidir. 

·     Birinci basamak sağlık hizmeti sunumu çok yönlüdür. Kurumların farklılaştırılması birinci basamak hekimlerinin eğitim eşitliği olanağını ortadan kaldırmaktadır. Oysa hangi görevde çalışırsa çalışsın her birinci basamak hekiminin eşit eğitimden geçmesi gerekliliktir. 

 

UEMO ( Avrupa Genel Pratisyenler Birliği) kriterlerine göre;  

Genel pratisyenlere yönelik uzmanlık eğitimi programları en azından, 

·      Kendi eğicilerine sahip olmalı 

·      En az 3 yıllık özgün eğitim programına sahip olmalı 

·      Eğitim programlarının en az yarı süresi alanda (birinci basamak sağlık kuruluşlarında) uygulanmalıdır. 

  

Pratisyen Hekimlik Derneği "genel pratisyenliğin ayrı bir tıp disiplini olarak Türkiye'de gelişimini sağlamak" için kurulmuştur. Bir mesleki disiplinin gereklerini yerine getirmek için uğraş vermektedir. Yine birinci basamakta çalışacak hekimlerin mesleki eğitimini sağlamak amacıyla TTB bünyesinde 1998 yılında kurulan Genel Pratisyenlik Enstitüsü(GPE)çalışmalarını desteklemektedir. GPE Uluslararası rehberlerden çok önce çağdaş sağlık anlayışını ve yapılandırıcı eğitim yaklaşımını benimseyen bir program geliştirmiştir. 

  

Türk Tabipleri Birliği Genel Pratisyenlik Enstitüsü (TTB GPE) UEMO temel kriterlerini de izleyen, dikkate alan GP mesleki eğitimini; 

1. Eğitim programının hazırlanması 

2. Eğiticilerin yetiştirilmesi 

3. Geçiş dönemi için özel program hazırlanması uygulanması 

4. Yaygın mesleki eğitime geçiş şeklinde planlayarak yürütmektedir. 

  

Eğitici genel pratisyenlerin koordinatörlüğünde, probleme/soruna dayalı, eğitileni esas alan, küçük grup dinamiğine göre yapılandırılmış, sürekli eğitim anlayışı ile yürütülen ve yerinde uygulanan bir eğitim programı olmalıdır. GP mesleki eğitiminin omurgasının üç temel bileşeni vardır: 

1.   Eğitici genel pratisyenler, 

2.   Birinci basamak sağlık hizmeti üniteleri ( sağlık ocakları) ve sağlık personeli 

3.   Modüler tarzda hazırlanan mesleki eğitim programı 

  

Genel Pratisyenlik Eğitimindeki temel amaç; Genel pratisyenlerde olması gereken davranış değişikliğinin sağlanmasıdır. Mesleki eğitimin sonunda hekimler; hevesli, kendinden emin, özeleştiri yapabilen ve dış eleştirilere açık hekimlik yapabilmelidir. 

  

Genel pratisyenler; hizmet sundukları toplumda yaş, cinsiyet, hastalık, organ ve etmen ayrımı gözetmeksizin en önemli sağlık problemleri ve sağlığı etkileyebilecek sorunlar karşısında bir başka uzmana başvurmadan ilk sağlık hizmetini verebilecek yetkinliğe sahip olmalıdırlar. 

  

Bu anlamda genel pratisyenlerin temel sorumlulukları; 

 

     Sağlığın korunması / sağlıklılığın desteklenmesi, geliştirilmesi 

     Sık görülen çok öldüren, çok sakat bırakan hastalıkların, sağlık sorunlarının önlenmesi, tedavisi 

     Profesyonel danışmanlık, liderlik 

     İyi bir iletişimci ve eğitimci olarak bireylerle ve toplumla etkin bir iletişim kurabilmek, işbirliğine açık olmak 

     Alanındaki sağlık sorunlarının saptanmasına yönelik araştırmaların planlanması, yapılması, değerlendirilmesi sonuçlarını meslektaşları ve toplumla paylaşabilmesi, 

     Psikolojik-sosyal-bilimsel destek sağlayarak bireyi, toplumu sorunlarının çözümü doğrultusunda aktif bir tutum içinde olmaları için motive etmektir. 

  

Kısaca genel pratisyen; mesleki pratiğini hasta-hekim ilişkisi ile sınırlamadan bilimsel araştırmalar yapabilen böylece tıbbın gelişmesine katkıda bulunabilen, İyi bir klinisyen olma yanında; iyi bir YÖNETİCİ, iyi bir ARAŞTIRMACI, iyi bir İLETİŞİMCİ, iyi bir EĞİTİMCİ, olarak EKİBİNE ve TOPLUMA profesyonel anlamda DANIŞMANLIK ve LİDERLİK yapabilen hekimdir. 

  

Temel sorumlulukları çerçevesinde tanımı yapılan birinci basamak hekimine sağlık ocağı hekimi, pratisyen hekim, aile sağlığı merkezi hekimi, aile hekimi, genel pratisyen, aile doktoru ya da bir başka isim verilmesinin önemi yoktur. Önemli olan taşıdığı birinci basamak felsefesi ve bunun mesleki pratiğe yansımasıdır. 

  

Bugün ülkemizde mesleğini aile hekimliği birimlerinde sürdüren hekimlerin geçiş dönemi mesleki eğitimi alacağı ve sonrasında bu eğitimi almayanların Aile Hekimliği birimlerinde çalışamayacağı planlanmaktadır. Bu geçiş eğitiminin nasıl olacağı, nasıl planlanacağı, hizmet aksatılmadan nasıl bitirileceği, kimleri kapsayacağı, nerede yapılacağı, eğiticilerinin kim olacağı, bu eğiticilerin hangi kriterlerle seçileceği, finansmanının nasıl sağlanacağı, karar verici/lerin kimler olacağı, yasal dayanağının nasıl sağlanacağı, gönüllülük üzerine mi zorunluluk mu olacağı, veriliş şeklinin nasıl olacağı, içeriğinin ne olacağı, süresinin ne olacağı, kimin nasıl değerlendireceği, nasıl belgelendirileceği gibi pek çok sorunun cevabının verilmesi gereklidir. 

  

Pratisyen Hekimlik Derneği olarak ülkemiz birinci basamak sağlık hizmeti sunumunun toplum sağlığını ve koruyucu hekimliği önceleyen, ekip hizmetini bozmayan, bütünlükçü yapılanmaya dönmesini istiyoruz. 

  

GP/AH uzmanlık-mesleki eğitimi ülke sağlık ortamını doğrudan etkileme potansiyeline sahiptir. Mevcut mesleki eğitimin alana özgün yapılanmasının sağlanmasını ve geçiş dönemi eğitimlerinin biran önce yapılandırılmasını istiyoruz. 

  

Geçiş dönemi eğitimi; 

  

        “Aile Hekimi Mesleki Eğitimi” şeklinde değil herkesi kapsayan “Birinci Basamak Hekimi Mesleki Eğitimi”  olmalıdır. 

        Bir sertifikasyon programı ya da sürekli mesleki gelişim programı değil mutlaka mesleki eğitim programı şeklinde yürütülmelidir. 

        Mesleki eğitimin amacı Eğitime katılan tıp fakültesi mezununa nitelikli bir birinci basamak hekiminin sahip olması gereken mesleki kimlik, bilgi, beceri, tutum ve davranışları kazandırmak olmalıdır. 

        Tüm katılımcıların gönüllü olacağı şekilde düzenlenmelidir. 

        Tüm ilgili kurumların temsil edildiği merkezi bir üst kurum tarafından ayrıntıları ve kuralları belirlenmeli, bu kurum özerk yapıda olmalıdır. 

        Gerekli yasal düzenlemeler ve finansman devletçe genel bütçeden karşılanmalıdır. 

        Eğitimimler eğitici genel pratisyenlerin koordinatörlüğünde, probleme/soruna dayalı, eğitileni esas alan, küçük grup dinamiğine göre yapılandırılmış, sürekli eğitim anlayışı ile yürütülen ve yerinde uygulanan bir eğitim programı olmalıdır. 

        Eğitici seçimi ve eğitici eğitimleri uluslararası kabul görmüş ölçütlere göre seçilmelidir. Eğiticiler gönüllü olmalı, mutlaka birinci basamakta çalışıyor olmalı, birinci basamakta en az 3 yıllık mesleki deneyimi olmalı ve eğitim becerileri formasyonuna sahip olmalıdır. 

        İçerik alana özgün ve çağdaş sağlık anlayışı ilkelerine uygun olmalıdır. 

        Eğitimi alacakların her türlü özlük hakları korunmalı, yasal güvence altına alınmalıdır, 

        Eğitim süresince “Hizmet ve Eğitim birlikteliği” ilkesini yaşama geçirmeli ve birinci basamak sağlık hizmetleri aksatılmamalıdır. 

         Eğitimin yapılacağı yer, yeterli hasta başvurusuna sahip, yeterli sayıda sağlık personeli olan, kayıtları düzenli tutulan ve eğitim için gerekli donanıma sahip (araç, gereç, fiziksel nitelikler) nitelikte olmalıdır. 

         Eğitim üç temel bileşen içermelidir: 

1.   Temel tıp eğitimi sırasında edinilen bilgi ve becerileri tamamlamaya yönelik klinik beceri eğitimi 

2. Hastayı yönlendirmek amacıyla 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarının olanaklarının öğrenilmesine yönelik hastane rotasyonları 

3.   Birinci basamakta çalışan genel pratisyenlerin karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik bilgi, beceri ve davranışların öğrenilmesi 

        Hastanede alınacak beceri eğitimleri sırasında eğitim alanları birinci basamaktan koparılmamalıdır. 

        Eğitim mesai saatleri içerisinde tamamlanacak şekilde düzenlenmeli,  hizmeti aksatmayacak şekilde en kısa sürede tamamlanmalıdır. 

        Değerlendirme yöntemleri eğitimin içerik ve niteliğine uygun olmalı, bilginin yanı sıra beceri de sınanmalı, kapsamlı, çok yönlü ve sistematik program değerlendirme yöntemleri kullanılmalıdır. 

        Eğitim sonunda katılımcılar uluslararası geçerliliği olan genel pratisyenlik/aile hekimliği uzmanlık belgesi ile belgelendirilmelidir. 

 

Kongre Duyurusu

21. Pratisyen Hekimlik Kongresi

08-11 Kasım 2018

Grand Boğaziçi Hotel

HATAY


  Dr. Ersin ARSLAN

Dr. Ersin ASLAN

 Kırgınız, öfkeliyiz, yastayız.


  
 

 

Bu Sayfayı Paylaş
Facebook

 

Genel Pratisyenlik Meslek Eğitimi Kitabı