17. PRATİSYEN HEKİMLİK KONGRESİ SONUÇ
BİLDİRGESİ
17. Pratisyen
Hekimlik Kongremizi 08 – 11 Kasım 2012 tarihleri arasında
“KLİNİK BAĞIMSIZLIK VE MESLEKİ EĞİTİM
HAKKI” ana teması ile Kuşadası / Aydın’da
gerçekleştirdik.
Ülkemizin birçok ilinden, mesleğine sahip
çıkan pratisyen hekimlerle birlikte gerçekleşen
kongremizde; üç kurs, dördü kahvaltı ve biri serbest
bildiriler oturumu olmak üzere toplam 22 oturum yer
aldı.
Kongrelerimiz bizi biraraya getirme özelliği
yanında sürekli mesleki gelişimin gereği olarak önemli
bir yer tutmaktadır. Yurdun dört bir yanında çalışan
pratisyen hekimlerin önemli sorunlar yaşadığı bu dönemde
davetlerimize çeşitli nedenlerle olumsuz yanıt veren
Sağlık Bakanı ve yetkilileri Kongremize katılmama
geleneğini sürdürmüştür.
Klinik bağımsızlık, nitelikli ve iyi
hekimlik uygulamalarının yapılmasında vazgeçilmez
koşuldur. Oysa ki; sağlık hizmetleri her alanda ticari bir meta
haline getirilmiştir. Kural koyucular (Sosyal Güvenlik
Kurumu, Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı) da performans
ve döner sermaye uygulamalarında olduğu gibi, bir çok
yöntemle bilimsel
ve mesleki özerkliğimize sürekli müdahale etmektedir.
Mevzuat
konusundaki düzenlemeler en kısa sürede meslek örgütleri
ve derneklerin görüşü alınarak bilimsel çerçeveye
oturtulmalıdır. Bu hedefle meslek örgütü, mücadelesini
sürdürmeye devam edecektir.
Kongremizde sağlıkta devam eden yıkım
politikalarının, sağlık çalışanı ve halka olumsuz yönde
yansımaları paylaşılmıştır. Son olarak Kamu Hastane
Birlikleri uygulaması ile
hastaneler kamusal olmaktan tamamen çıkarılmış ve
işletmelere dönüştürülmüştür. Birliklerin kurulması ve
Kamu Özel Ortaklıkları oluşturulması ile sağlığın ticari
bir meta olmasının yasal alt yapısının tamamlandığı;
uluslararası ve yerli sermayedarlara kaynak aktarımı
yöntemlerinden birisi olduğu örnekleri ile
vurgulanmıştır.
Biz pratisyen hekimler, daha sağlıklı bir
Türkiye için nitelikli birinci basamak sağlık hizmeti
sunmak istiyoruz. Geçmiş yıllarda da söylediğimiz gibi
“mesleki ve sürekli eğitim hak”tır. Sürekli mesleki
gelişim için Sağlık Bakanlığı, eğitim
etkinliklerine katılan hekimlerin izinli sayılması ve
ekonomik anlamda desteklenmesi
konusunda yasal düzenlemeleri hayata
geçirmelidir.
Birinci basamak sağlık hizmeti sunan tüm
pratisyen hekimlerin mesleki eğitim hakkı en kısa sürede
verilmelidir. Mesleki eğitimler asli olarak meslek
örgütleri, uzmanlık dernekleri ve akademik kurumların
sorumluluğunda olmalı ve bu eğitim, meslek örgütümüz
tarafından verilmelidir. Bu
süreçte Türk Tabipleri Birliği Genel Pratisyenlik
Enstitüsü’nün Geçiş Dönemi Alan Eğitimi, alanın
gereksinimlerinden yola çıkarak etkin bir şekilde ve
yaygınlaştırılarak sürdürülecektir.
Şiddet yaşamımızın her alanına girmiş
bulunmaktadır. Giderek tırmandırılan savaş ve şiddet ortamı,
nefret söylemi toplumun sağlığını ve geleceğini tehdit
etmektedir. Tüm antidemokratik uygulamalar son
verilmelidir. Ölümler değil; yaşam kutsanmalıdır. Başta
Suriye olmak üzere her türlü savaş çığırtkanlığına son
verilmelidir. Politik söylemler ile
hekim hasta ile karşı karşıya
bırakılmaktadır. “Şiddete sıfır tolerans” kapsamında
müdahaleler hızla devreye sokulmalıdır ve devamlılığı
sağlanmalıdır.
Acil servis hekimi, aile hekimi, kurum
hekimi, serbest hekim, işyeri hekimi, toplum sağlığı
hekimi, VSD hekimi, AÇSAP hekimi, 112 hekimi, …. özünde
pratisyen hekimdir. Pratisyen hekimler, sıfatlar ile
özünden uzaklaştırılmaya, bölünmeye ve
bireyselleştirilmeye yönlendirilmektedir. Bunun olmasına
izin vermeyeceğiz.
Aile hekimliği sistemi, her geçen gün
büyüyen sorunlar yumağına dönüşmektedir. Sağlık
Bakanlığı, aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimleri
Bakanlığın günübirlik politik gereksinimlerine göre kah
kamu çalışanı, kah özel hekim gibi nitelendirmektedir.
Angaryalar gündeme geldiğinde kamu çalışanı, özlük
hakları gündeme geldiğinde özel hekim olarak görme
tutumunda ısrar etmektedir. Bu tutum kabul edilemez.
Kongremizde hipertansiyon, diyabet, solunum
yolu hastalıkları gibi yaygın görülen hastalıklarla, gebe
- lohusa ve yenidoğan izleminde koruyucu hekimlik
açısından yaklaşımın önemi bir kez daha
vurgulanmıştır.
Sermaye, daha fazla kar hırsıyla bir yandan
emeği değersizleştirirken; diğer yandan enerji
politikalarında, sanayi alanları seçiminde, madencilikte
olduğu gibi yaşam alanlarımızı tahrip etmeye devam
etmektedir. İnsan, çevresi ile bir
bütündür. Temiz çevre, sağlığın korunması için temel
şartlardan biridir. Her geçen gün arttığı söylenen enerji
ihtiyacı yatırımları, önü kesilemeyen tüketim
mekanizmasının sürdürülebilirliği için dayatılmaktadır.
Her türlü enerji üretim mekanizması doğada ekolojik
dengeyi bozmakta ve geriye dönüşümü olmayan ciddi
zararlar vermektedir. Enerji üretimi seçiminde ülkemize
dayatılan gerek HES’ler gerekse termik santralleri
yaşanabilir alanlarımızı her geçen gün azaltmakta ve
halkın sağlığını bozmaktadır. Yenilenebilir temiz enerji
kaynaklarına yönelmeli ve doğayı tahrip eden
uygulamalardan derhal
vazgeçilmelidir.
Sağlıklı yaşlanma için sağlıkta
eşitsizliklerle mücadele edilmeli ve altta yatan risk
faktörleri için iyileştirmeler yapılmalıdır. Tıbbi destek
yanında sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik destek
mekanizmaları da devreye sokulmalıdır.
Evde sağlık bakımı hizmeti önemli bir
gereksinimdir. Basamaklar arası ciddi koordinasyon ve
sektörler arası işbirliği gerektiren bu hizmet, mutlaka
kamu hizmeti olarak verilmelidir. Sağlık Bakanlığı,
populist yaklaşımlarla hasta beklentisini yükseltmeyi
sürdürürken; çıkardığı mevzuata uygun yeterli insan gücü
ve donanım sağlamadığı için sahada hekim ile hastayı
karşı karşıya getirmektedir.
Bakanlık, populist yaklaşımlardan bir an önce vazgeçmeli
ve evde sağlık hizmetlerini gereksinimlere uygun hale
getirmelidir.
Bir kez daha ısrarla söylüyoruz
ki;
- SAĞLIK
HAKTIR!
- HERKESE EŞİT, ÜCRETSİZ,
ULAŞILABİLİR, NİTELİKLİ, KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİ
SUNULMALIDIR!
- EKİP HİZMETİNE DAYANAN, TOPLUM
SAĞLIĞINI ÖNCELEYEN, İŞ – GELİR – CAN GÜVENCELİ
ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLANMALIDIR!
- NİTELİKLİ BİR MESLEKİ EĞİTİM VE
KENDİMİZİ GELİŞTİRECEK SÜREKLİ EĞİTİM ZAMAN VE
OLANAKLARI VERİLMELİDİR!
BİZ PRATİSYEN
HEKİMLER,
BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ BUNDAN
SONRA DA ÖRGÜTÜMÜZE, EMEĞİMİZE, MESLEĞİMİZE, GELECEĞİMİZE
VE EĞİTİM HAKKIMIZA SAHİP
ÇIKACAĞIZ.
SAYGILARIMIZLA,
Pratisyen Hekimlik Derneği - TTB
Genel Pratisyenlik Enstitüsü - TTB Pratisyen Hekimler
Kolu
|