14. Pratisyen
Hekimlik Kongresi Sonuç Bildirgesi
14. Pratisyen Hekimlik Kongresi’ni 28 Ekim – 1 Kasım 2009 tarihleri
arasında; “İyi Hekimlik Toplum Sağlığı ve Mesleki Geleceğimiz İçin Hep Birlikte Hep Beraber; Ticaret Değil Sağlık
Hizmeti” temasıyla Antalya’da gerçekleştirdik. Kongremizde 49 ilden 600’ün üzerinde meslektaşımızla bir arada
olduk.
Alanın tek bilimsel kongresi olan Pratisyen Hekimlik Kongreleri’nde,
bilindiği üzere sadece bilimsel gelişmeler değil sağlık politikaları ve Türkiye sağlık ortamı da tartışılmaktadır.
Bu nedenle Sağlık Bakanı’nın ve Bakanlık yetkililerinin kongremize katılımını önemsemekteyiz. Fakat tüm
davetlerimize rağmen açılışa Sayın Bakan katılmadığı gibi alanın önemli sorunlarından biri olan istihdam, hekim
emeği ve mesleki eğitimine ait sorunların konuşulacağı mesleki oturumumuza da yetkili konuşmacı göndermeyen Sağlık
Bakanlığı’nın bu tutumunu birinci basamağa verdiği önemin göstergesi olarak
değerlendiriyoruz.
Kongremizde alanımıza yönelik mesleki ve bilimsel 32 oturum ve 6 kurs
gerçekleştirdik. İl Sağlık Müdürlüklerinin anlamsız şekilde kurumlarımızda yaptığımız hizmetlere ait verileri
kullandırmama tavırları nedeniyle bilimsel araştırma yapma özgürlüğümüz belirgin düzeyde kısıtlanmış olsa da;
sınırlı olanaklarımız ile alan da çalışan arkadaşlarımıza ait 15 poster ve 8 sözlü bildiri ile sesimizi duyurmaya
çalıştık.
Doğumdan ölüme hayatın her döneminde, yaşama dair her müdahalede
kendine ulaşılmasına gerek duymadan sorumluluk alan pratisyen hekimler, bu kongrede bilgilerini paylaştılar,
becerilerini arttırdılar ve sağlık hakkına, mesleki geleceğimize dair mücadeleden geri dönmeyecekleri şeklindeki
tutumlarını perçinlediler.
Sağlıkta dönüşüm programı ile pratisyen hekim istihdamında çok önemli
değişimler yaşanmaktadır. Sözleşmeli çalışma, taşeron şirket çalışanı olma, hizmet akdi ile çalışma gibi güvencesiz
istihdam ağırlık kazanmıştır. Emeğin değerlendirilmesinde performans üzerinden döner sermaye uygulaması ekip
çalışması ve iş barışı önünde ciddi bir engel olarak durmaktadır. Esnek çalışma sistemde pratisyen hekimlerin iş
yükünü arttırmaktadır. Güvencesiz çalışma, güvencesiz ücret pratisyen hekimlerin gelecek kaygısını arttırmakta ve
mutsuz etmektedir. Bunun da en önemli çıktısı mesleki değersizleştirme ve yalnızlaşmanın
yaşanmasıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın ana ve çocuk sağlığı alanlarının yetkin
temsilcileri ile sorunlarımızı konuştuk. Güvenli annelik konusunda Sağlıkta Dönüşüm Programının en büyük tehlikeyi
oluşturduğu, aile hekimliği pilot illerinde kayda geçmiş kişiler üzerinden değerlendirmeler ile sorun yokmuş gibi
sunulmasına rağmen, hasta listeleri üzerinden hizmet verilmesi nedeni ile sistem dışında olan, yani saha
çalışmalarının yürütülememesi nedeniyle tespit edilmeyen riskli bir grubun varlığına dikkat
çektik.
İşçi sağlığı - güvenliği hizmetlerinin taşeronlaştırılması,
piyasalaştırılmasına ve kamusal hizmet niteliğinin ortadan kaldırılmasına karşı durmaktayız. Bu şekilde koruyucu
işçi sağlığı uygulamalarımızın sadece tedavi edici hizmetlere geriletilmesini kabul edemeyiz. İşyeri hekimliği
eğitimleri taşeronlar eliyle sunulamaz, piyasalaşması kabul edilemez.
TTB GPE tarafından 10 yıldan beri pratisyen hekimlere yönelik yürütülen
mesleki eğitimin, hekimlerin ve toplumun gereksinimlerini karşılayan özgün bir örnek olduğu bir kez daha ortaya
çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen aile hekimliği birinci ve ikinci aşama uyum eğitimleri içerik,
yöntem ve süre açısından “mesleki eğitim” değildir. Reformların yürütüldüğü bu ülkeler arasında en kısa eğitimin
ülkemizde yürütülüyor olması talihsizliktir.
İnsan sağlığını korumak önceliğiyle biz pratisyen hekimler, gıda
güvenliğini, dolayısıyla insanın sağlıklı kalma hakkını yok sayan tüm uygulamaların ve özellikle genetiği
değiştirilmiş organizmalarla ilgili yasal düzenlemelerin geri çekilmesini talep ediyoruz. Bu konuda kongremizde bir
imza kampanyası da gerçekleştirilmiştir.
Yine insan yaşamının en önemli gereksinimi olan suyun
ticarileştirilmesi ve dolayısıyla suya ulaşımı engelleme yönündeki insanı hiçe sayan politikalar derhal
durdurulmalıdır. Bizler su kaynaklarımızın korunması ve eşit, adil ve ücretsiz kullandırılması konusunda takipçi ve
ısrarcı olacağız.
Bağışıklama konusunda plansız programsız ve öngörüsüz uygulamaların tüm
uyarılarımıza rağmen devam ettiğini görmek bizleri derinden etkilemektedir. Sadece aile hekimliği pilot uygulaması
yürütülen 33 ilde yapmak gibi garip bir yöntemle uygulanan kızamıkçık aşı programının istenmeyen sonuçlarını
üzüntüyle izledik. Bağışıklama konusunda, uygulayıcısı olan biz pratisyen hekimlerin de karar süreçlerinde yer
almamızın sağlanmasını istiyoruz.
Kardiyo-serebro-vasküler olay sonrası eve bağımlı kalmış hastanın
takibi, ülkemizde giderek artan bir sağlık sorunu olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir sorundur. Kendi haline
bırakılmış bu soruna bir an önce çözüm bulunmalı, ticari şirketler üzerinden kısmi çözüm arayışları yerine biran
önce birinci basamak sağlık hizmetleri yönetiminde sektörler arası işbirliği ile çözüm yoluna
gidilmelidir.
Sporcu sağlığı koruyucu hekimlik uygulamaları ile geliştirilip
sürdürülebilir bir kavramdır. Ülkemizde sporcu muayeneleri ve raporlamaları konusunda farklı uygulamalar ve
belirsizlikler mevcuttur. Bu konuda tüm tarafların bir araya gelerek, standartları belirlemesi ve rehberler
oluşturması gerekmektedir.
Aile Hekimliği Pilot illerinde yapıla gelen uygulamaların takipçisi
olmaya devam ediyoruz, Zor şartlara rağmen aile hekimliği sürecini değerlendiren bilimsel çalışmalarla
tespitlerimizi ortaya koyuyoruz. Binlerce pratisyen hekim arkadaşımızı iş güvencesinden yoksun bırakan, birinci
basamak sağlık hizmetlerini parçalayan Aile Hekimliği uygulamasının yaygınlaştırılmasına son verilmesini ve
bilimsel tarafsız kurumlarca dönüşümün uygulandığı illerde araştırma yapılmasına izin verilmesini talep
ediyoruz.
Kongremizde, şu anda tüm dünya ile birlikte ülkemizin önemli bir halk
sağlığı problemi haline gelen Pandemik İnfluenza A H1N1 (Domuz Gribi) hakkında, sağlık çalışanları olarak medya
aracılığı ile Sağlık Bakanlığı’ndan bilgi almak yerine, alanının yetkin isimleriyle bilimsel bir tartışma ortamı
yarattık. Bu salgın bize bir kez daha gösterdi ki, kendi ulusal aşı üretim mekanizmalarınızı oluşturmaz iseniz halk
sağlığınızı dışa bağımlı ve belirsizliğe terk etmiş olursunuz. Bu toplantımızı basın kuruluşlarının takip etmesine
olanak sağlayarak halkımızın da doğru bilgiye ulaşmasına katkı sunduk.
Sağlığı piyasalaştıran sağlıkta dönüşümün ve bu kapsamda birinci
basamağın özelleştirilmesi sürecinin, toplum sağlığını olumsuz etkileyeceği, iyi hekimlik uygulamalarından
uzaklaştıracağı, halkın sağlık hakkını elinden alacağı görüşlerimizi yineliyor ve yetkililere bir kez daha
sesleniyoruz; Bu yanlıştan dönebilmek mümkündür, bu yıkımı bir an önce durdurun.
İŞGÜVENCESİ, EKİP ÇALIŞMASI, BÜTÜNCÜL SAĞLIK HİZMETİ İÇİN SAĞLIK
OCAĞI,
ONURUMUZ; EMEĞİMİZ; EĞİTİMİMİZ İÇİN GENEL
PRATİSYENLİK,
İYİ HEKİMLİK TOPLUM SAĞLIĞI VE MESLEKİ GELECEĞİMİZ İÇİN HEP BİRLİKTE HEP
BERABER; TİCARET DEĞİL SAĞLIK HİZMETİ
Pratisyen
Hekimlik Derneği
TTB-Pratisyen Hekimler Kolu
TTB-Genel
Pratisyenlik Enstitüsü
|